Taklacı Güvercinler

refik bey emeğinize sağlık
bu anlattıklarınız mardınde varmı ?

Sevgili Hummu ve Mehmet Şafak arkadaş...
Bugün ve yarın için bilimin öğretisi neyse onu kabul etmek gerekir.Anlatmaya çalıştığım güvercinlerin üretilme çabası içindeyiz.Bu manada bir çalışmamız ve emeğimiz vardır.Lakin bütün özellikleri bünyesinde barındıran güvercini bulmak zordur.Ama yinede yoktur diyemem.Mutlaka insan ararsa bulur diye düşünüyorum.Selam ve Saygıyla

Sevgili Avcıı arkadaş....
Orta bir yerde buluşmuş olmamız beni gerçekten mutlu ettiğini söylemek isterim.Çünkü benim dunyanın veya Türkiye'nin neresinde olursa olsun bir kuşcuyu kaybetme diye bir lüksüm olamaz.Selam ve Saygıyla

eyvallah abi ortak yer değil anlatmada anlamada bir takım hatalarımız olmuştur belki birazda sert konuşmuşumdur fakat büyüğümüze saygısılık etmekte bizlere yakışmaz .elbetteki kuşa gönül verenleri yeni yetişenleri bilgilendirmek kuşu gerçek anlamda anlatıp sevdirmek çok güzel bir şeydir katkımız olmuş ise yada olacak ise her daim burdayız allahın izniyle .

eline emeğine sağlık güzel bilgiler...

5-BAŞIN VEYA FİŞEĞİN SERİLİĞİ STANDARDI
Taklacı Mardin güvercini, baş yani fişeğini yapmak için dalışını yaparken, karakterinden gelen pikeli oyunlu hareketlerini, sergiledikten sonra noktasına yakın bir mesafeden, taban taklasını vurup, dikey olarak hızlı ve seri bir şekilde taklalar arası mesafe koyarak yükselirken, ırkının genetik yapısından gelen bir özelliğini de bizlere sergilemiş oluyor. Burada yetiştirici acısından önemli olan ve o oranda ehemmiyet kazandıran bu güvercinlerin ırkında olan seriliği başında yani fişeğinde sergilemesidir. Zaten bu şekilde fişeğine asılamayan güvercin, ırkının özelliğinden uzaklaşmış olur. Bunun her seferinde yaşanmaması için bu manada olan hantal, ağır ve baş çıkıp çıkmamakta tereddüt gösteren güvercini, yetiştirici tarafından mutlaka ve mutlaka damızlığından ayırması lazım gelir. Yoksa güvercinin başındaki yani fişeğindeki bu seriliği, yaşamayan veya yaşatamayan güvercinden bir tat ve zevk almak mümkün olmaz. Taklacı Mardin güvercinin seri olma yapısı, güvercin âleminde kendisine zaten ayrıcalıklı bir kazanım sağlamaktadır. Bu kazanım aynı zamanda bu güvercin ırkını güzelleştirirken başına yani fişeğine de bir renk genlerine de uygun bir standardı da eklemiş oluyor. Özetlersek; taklacı Mardin güvercini, aynı zamanda bir performans güvercini diye bilinmekle, kendini kapatması pikeli oyunlu gelip, noktasına yakın bir mesafeden başına yani fişeğine asılan, taban taklasını çevirip, kafasını yere doğru dikmeden, havaya doğru dikerek, ayaklarını göksüne alıp hızlı ve seri bir şekilde, taklalar arası mesafe koyarak yükselen, sonuçta baş bağlama taklası ile başını süsleyen, güvercin ırkını anlatmak ve kümesimizde beslemek istiyoruz. Devam edecek

6- Başına Yani Fişeğine Asılırken Takla Atma Standardı
Taklacı Mardin güvercini başında takla vurarak ve takla arası mesafe koyarak dikey olarak yükselebilen bir güvercin ırkı olduğunu biliyoruz. Taklacı Mardin güvercini başında ne kadar takla vurması (çevirmesi)lazım gelir veya bu işin standardı ne olmalı diye düşündüğümüzde:
Taklacı Mardin güvercini başında takla vurarak ve takla arası mesafe koyarak dikey olarak yükselebilen bir güvercin ırkı olduğunu biliyoruz. Taklacı Mardin güvercini başında ne kadar takla vurması (çevirmesi)lazım gelir veya bu işin standardı ne olmalı diye düşündüğümüzde: konuyu enine boyuna araştırdık ve yetiştiriciler arasında farklı görüşler ortaya çıktı. Bu farklı görüşler yıllardan beridir güvercin sever camiasında tartışılan bir konudur. Bu konudaki farklı düşünen bir kesim güvercin yetiştiricimiz, güvercinin başında bol takla atmasını dile getirmektedir. Elbette ki görevini bu manada layıkıyla yerine getirebilen güvercin bizimde tercihimizdir. Lakin yıllardan beridir nesilden nesile aktarılan bilgi ve deneyimlerin ışığında, başında bol takla atan ve takla arası mesafe koyabilen güvercin ister istemez çok uzun baş yapar. Çünkü güvercin taklasını vurdukça başını uzatacak dolayısıyla başında ne kadar çok takla atarsa o kadar çok uzun baş yapacak. Ama bizim Hayalcı olmamamız gerekir. Realite ve bu ırkın gerçeği neyse onu yazmamız ve dile getirmemiz lazım gelir. Başında bol takla atan yani yirmi takla veya otuz takla vurup başına asılan güvercin genelde yani pratik yaşamda yaşayarak üzerimizde bıraktığı intibalar şu şekilde olmuştur.
1- Az baş yapar ve bu baş sayısı asla ve asla onu geçmez.
2- Üstelik yirmi otuz takla ile başına asılan güvercin; seri,mesafe koyarak ve karıştırmadan yani başında boğulmadan net ve dik çıkması ise olanaklı değildir.
3- Bu türden güvercinler yani çok uzun kaçan güvercin kümesine mutlaka ve mutlaka genelde taklasız iner.
Tabiki biz bunu genel olarak söylüyoruz. Bunun istisnaları yok mudur? Elbette ki vardır. Ama bizim anlatmak istediğimiz bu güvercin ırkının genel yani ortak olan karakteridir. Dolayısıyla önemli olan genel anlamda bu güvercin ırkının ortalaması yani ağırlıklı olan yani nedir ne değildir. Bu ağırlıklı olan yani takla atma işinde kendi ırkının standardını oluşturabiliyor mu?. Bizim asıl üzerinde durmamız gereken konu budur. Bu işin standardı nedir. Başında fişeğine asılırken takla atmasındaki alt limit ne olmalı üst limit nerde durmalı bunları güvercinin ırkını boşa çıkarmadan ortaya koymamız lazım. Bizde gözlem ve deneyimlerimizin yanında konuyu daha derine inerek enine boyuna araştırarak inceledik. Bu konuda yaşlı ve birikim sahibi yetiştiricilerle bire bir defalarca görüştük. Ve netice itibarıyla taklacı Mardin güvercini için başında kaç takla atarsa ırkındaki takla standardını yakalamış olur diye bir sonuca varmak istedik. Bu konuda alt limit ve üst limit şeklinde bir ayırıma gitmek gerektiğini deneylerimizin ışığında öğrendik. Yoksa çok uç olan örnekleri ele alarak tespitler yapsaydık, bu güvercin ırkına haksızlık etmiş ve standardını da ortaya koyarken bir yanılgı içine düşmüş olacaktık. Öyleyse biz olaya alt limiti ortaya koyarak işe başlamak istiyorum. Güvercin başına asılırken zaten takla atmaması festival ve yarışmalarda fişeğinin/başının sayılmamasına neden olmaktadır. Bir takla atması ise yalnızca başın sayılmasına neden olurken başında birden fazla takla atma olayı gerçekleşmediğinden güvercin alt limiti de yakalamamış oluyor. Deneylerimiz ışığında taklacı Mardin güvercini için başına asılırken alt limiti için en az 4 takla, üst limiti içinde en çok 8 takla ile başını tamamlayabilen ve bu taklalar arasında gidip gelen taklacı güvercin standardı yakalamış olur diye bir kanaate varmış durumdayım.

7-Takla Arası Mesafe Özelliği
Taklacı Mardin güvercini; başa veya sefere gelirken kendini kapatarak taban taklasını vurup/çevirip dikey olarak yükselmeye başlayınca taklalarını ata ata başka bir deyişle çevire çevire başında yükselmeye başlar. Bu arada taklacı Mardin güvercini bu karakteristik özelliği ile taklalar arasına nasıl makul bir mesafe koyabildiğini pratiğiyle ayriyeten bizlere göstermektedir.

Taklacı Mardin güvercini; başa veya sefere gelirken kendini kapatarak taban taklasını vurup/çevirip dikey olarak yükselmeye başlayınca taklalarını ata ata başka bir deyişle çevire çevire başında yükselmeye başlar. Bu arada taklacı Mardin güvercini bu karakteristik özelliği ile taklalar arasına nasıl makul bir mesafe koyabildiğini pratiğiyle ayriyeten bizlere göstermektedir. Başını yani fişeğini seri, kendini sıkmadan yani başında boğulmadan veya sendelemeden çıkabilmesi için gerçekten bu taklalar arası mesafe olmadan güvercinin istenilen uygun başları çıkması mümkün değildir. Dolayısıyla taklacı güvercin başında makul bir mesafeyi tutturamasa güvercinin ırkında olan standardı ve performansı da yakalaması mümkün değildir. Onun için taklacı Mardin güvercini başına asılırken taklaları arka arkaya hiç mesafe koymadan saydırması durumunda karakteristik özelliğinden uzaklaşmış olacağı gibi fişeğini düzgün ve sendelemeden çıkması da olası olmayacaktır. Burada doğru olan uygun eşleştirmeler neticesinde kanı sulanmamış taklacı Mardin güvercin ırkını başında sendelemeden, kendini sıkmadan yani başında boğulmadan, taklalar arasına makul ve karakteristik özelliğine uygun mesafeler koyarak fişeğini tamamlamasıdır. Öyleki bu mesafeler her takla arası ez az üç en çok dört metre arası değişen bir mesafe olması gerekir. Aksi durumda bu güvercinin ırkından istenilen performansı almak mümkün olamaz. Bir metrenin altında olan takla arası mesafelerde güvercin fişeğini yani başını çıkarken ister istemez sendeleyecek, kendini sıkacak yani başında boğulacak ve istenilen standardı yakalayamaz duruma düşecektir. Dolayısıyla taklacı Mardin güvercini bu özelliğini kaybetmemesi için yetiştiriciler eşleştirmeye çok büyük bir önem vermeleri gerekmektedir. Eşe atılacak güvercinleri havada görmeden performanslarını izlemeden bir gözlem sahibi olmadan gelişi güzel eşleştirmelere yönelecek olursak zamanla bu güzelim soyu tüketmiş oluruz. Zira bilinçsiz yapılan eşleştirmeler sonucunda bu ırkın kanı sulandıra sulandıra artık istenilen kalitede güvercini bulmakta zorlanır olduk. Bu güvercinin ırkında olan üç metre ile dört metre arasında değişen ve makul mesafe diye öne çıkan taklacı Mardin güvercinine özgü olan bu karakteristik özelliğini gözümüz gibi korumamız lazım. Tabiki bu alandaki yetiştiricilerimize büyük görevler düşmektedir. Özellikle bir metrenin altında elde edilecek mesafeler bence makul mesafeler olamaz. Bu güvercinin ırkında olan standardını bozacağı gibi bu ırkı da o oranda boşa çıkaracaktır. Çünkü bir metrenin altın olan mesafelerle güvercinin istenilen başı çıkabilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu güzelim ırkı korumak ve geliştirmek için karakteristik özellikleri muhafaza etmek ve genetiğiyle oynamamak lazım.Refik AKAY

8-Baş Bağlama
Baş bağlama; taklacı Mardin güvercini başa asılırken, taban taklasını vurarak çıkmakta olduğu başına, yeni bir özelliğini daha sergileyerek çıkar. Zira bu durum, güvercinin temiz kanından ve yapısında taşıdığı ırkın geninden gelmektedir.
Baş bağlama; taklacı Mardin güvercini başa asılırken, taban taklasını vurarak çıkmakta olduğu başına, yeni bir özelliğini daha sergileyerek çıkar. Zira bu durum, güvercinin temiz kanından ve yapısında taşıdığı ırkın geninden gelmektedir. Sözünü etmeye çalıştığımız konu elbette ki baş bağlama konusudur. Her ne kadar baş bağlama taklası taban taklasına nazaran daha kolay sergilenebilir yetenekse de, baş bağlama taklası, yinede bu güvercinin ırkında olan bir özelliğidir. Güvercin yarışmalarında bile, taban taklası şayet beş puansa, baş bağlama puanı ise üç puan olabilmektedir. Onun için baş bağlama taklası, taban taklasına nazaran daha kolay ve her zaman puanı taban taklasından daha düşüktür. Baş bağlama; taklacı Mardin güvercini, başına veya fişeğine asıldıktan ve taklalar arası mesafe koyarak yükseldikten sonra, başının bitiş noktasında, son bir takla daha atarak, kendisini bırakma şeklinde yapmış olduğu, hareket biçimine baş bağlama denir. Bu hareket biçimi, bütün güvercinlerde yoktur. Ama soyunda taşıdığı kanda, yetiştiriciler tarafından yanlış eşleştirmeler yapılmamışsa, baş bağlama veya tepe taklası, genelde taklacı Mardin güvercinin ortak özelliğidir. Bu anlamda soyu sağlam olan, taklacı Mardin güvercini, bu ortak özelliğini uçuşunu tamamlayıncaya kadar, her fişeğinde tekrar tekrar baş bağlama taklasını çevirerek, seyri halinde olan güvercin severlere görsel bir zevk yaşatır. Bilindiği gibi taklacı Mardin güvercini her baş bağlamadan sonra, geniş geniş açılarak turunu tamamlamaya çalışırken, ayni zamanda bu uçuş turlarında nefesini de açabilmektedir. Mardin bölgemizde, başını yani fişeğini bitirdikten sonra, attığı en son taklaya baş bağlama, değişik bölgelerde ise tepe taklası diye bilinir. Ancak baş bağlama veya tepe taklası atabilen güvercin, atmayan güvercine nazaran daha hatırı sayılır güvercindir. Refik AKAY

11-Uçuş Süresi
Genelde taklacı Mardin hava güvercini uçuş süresi söz konusu olunca, biz istesek-te istemesek-te iki kategoriye ayırmak zorunda kalırız. Dolayısıyla uçuş süresi bakımından, birinci kategoride yer alan ve standardını açıklamaya çalıştığımız, taklacı Mardin güvercini, sık sık damına yani dalış noktasına gelen ve o şekilde başına asılabilen bir güvercin ırkıdır. Yerelde bu güvercine tapka-ras(sık sık başa gelebilen güvercin) güvercini de denilmektedir. Bu güvercinin havada kaldığı süre, genel olarak 90 ila 180 dakika arasıdır. Bu kategoride yer alan taklacı Mardin güvercini ortalama 20-30 baş/fişek yapabilen ve baş uzunlukları orta olan bir adam boyu veya bir adam boyundan daha az seviyeden başa asılan, noktasına gelince pikeli oyunlu olan bir güvercindir. İkinci kategoride yer alan taklacı Mardin güvercini ise 7-8 saat veya sabahtan akşama kadar havada gezen ve sık sık başa gelmeyen, başa gelince de çok uzun kaçabilen bir güvercindir. Ancak sabahtan akşama kadar havada gezen ve sık sık başa gelmeyen ve gelince de çok uzun kaçan güvercini sitemiz kendi kategorisinde dile getirerek standartlarını ayrıca kaleme alacaktır. Refik AKAY

12-Taklalı İniş Şekli
Taklacı Mardin güvercini, inişini yaparken mutlaka ve mutlaka takla atarak inmelidir. Takla atmadan kümesine inen güvercin, genlerine leke sürmüş sayılır.
Buda hiçbir yetiştiricinin yaşamak istemediği bir sonuçtur. Zira takla atmadan kümesine inen bir güvercini, zaten hiçbir güvercin yetiştiricisi, böyle bir kan hattını, elinde tutmak istemez. Onun içindir ki taklacı Mardin güvercini, kümesine veya alışkın olduğu yere, takla atarak iner. Bunun aksi taklacı Mardin güvercini için düşünülemez. Dolayısıyla, taklacı Mardin güvercini kümesine inerken, ayaklarını seyri halinde olan, güvercin severlerin görebilecekleri bir şekilde açarak, öyle ki yaylanarak, kendi etrafında daire çize çize, taklada ata ata iner. İyi bir taklacı Mardin güvercini, görevini ifa ettikten sonra, yukarıda izah edilmeye çalışıldığı gibi, kümesine taklalı inmelidir. Bunu şunun için tekrar etmek durumunda kaldım. Türkiye'mizin bazı bölgelerinde, faaliyetini "yapsında taklasız insin" diye bir anlayışa sahiptirler. Oysaki böyle bir güvercinin, bir süre sonra faaliyetini yapmadan, taklasız ineceğini unutmamak lazım. Buda sonuçta o yetiştiricimizin bir süre sonra kırılmasına bu tatlı zevkten uzak kalmasına sebeb olabilecektir. Onun için mutlaka ve mutlaka taklalı inebilen güvercinden şaşmamak lazım. Bu güzelim zevki yaşamak ve paylaşmak için. Refik AKAY

Teşekkür ederiz.Yeni gördüm,takalcı tarifi için iyi bir çalışma olmuş.

Sevgili Kuzgun Arkadaş...
İçtenliğiniz İçin Teşekkürler.Selam ve Saygıyla

SELAMLAR;Refik Bey yapmis oldugunuz özveri bence alkislanmaya deger bi calisma,ciddi birsekilde, zaman,emek ve arastirmayla hazirlanmis bir yazi,
Tabiki degerlendirme ve bilgi kaynaklari farklilik gösterdikce dogrular yanlis,yanlislarda dogru gibi gözükebilir yada farkli acilardan farkli pencerelerden bakilabilir ama burada unutulm
amalidirki gercekten harcanmis bir EMEK görünüyor bence.
Gecmisten bugüne aktarilmaya calisilan güzel yazilarin cogalmasi dilegiyle......

. DUMAN.

Sevgili ASGYB Duman Arkadaş...
İçtenliğinize teşekkür ederim.Selam ve Saygıyla

rabbim emeklerinizi zai etmiyecektir. refikbey sitedeki yorumlarınızın çogunu okudum. okudugum yorumlarınızdan kalender bir kişilige sahip oldugunuzu düşünüyorum. emekleriniden dolayı kendi adıma size teşekkür ederim.

Refik Bey selamlar.

Bu konuda bizlere verdiginiz bilgiler yogunlasmis bir emegin,entellektüel bilgi,birikim ve teccübelerin bir sonucudur.Hayatin diger alanlarindada ayni birikim ve tecrübeye sahip oldugunuz tartisma uslubunuzdan anlasiliyor.Cok tesekkür ederim.Calismalarinizda ve hayatinizda basarilar diliyorum.Saygilar selamlar.

avcı arkadaşıma sonuna kadar katılıyorum tutturdunuz bir mardin gidiyorsunuz benim kişisel görüşüm mardin kuşu şebapla oyun kuşunun bire bir kırılmasından ortaya çıkan bir ırk mardin dediğiniz kuşları incelediğimde mutlaka şebap kırıntıları var biz ankara olarak ırkımıza sahip çıkan yerlerden biriyiz bizim kuşlarımız ufak tefek koyu harbi oyun kuşlarıdır biz oyununu iyi yapmayan hata yapan kuşa yemde atmayız kapıyada koymayız adam gibi oyunun yaparsa ne ala onu başımıza tac eder yedi sülalesine yıllar boyu hizmet ederiz.

s.a. aynı şekilde avcı nickli ismail beyide tebrik ediyorum.
az çok oda birikimlerini burda ve diyer taklacı bölümlerde bizimle paylaşmış. aşşagı yukarı ismail beyin taklacı kuş araştırmasında edindigi bilgileri aynı şekilde bende paylaşıyorum ve katılıyorum. bu konu üzerinde çokta yazılar filirler paylaşmışımdır. memleketin her yerinde güzel kuşlarımız var. ençok beyendigim (bana göre) bu iş üzerinde en iyi oyun kuşu çıkaran memleketimiz. ankara kırıkkale kayseri çankırı. bu benim fikrim. elimde bu illerin kuşları mevcut. genelde bu yörenin kuşlarının özellikleri birbirine çok benzer, en çok sevdigim özelliklerinden bir kaçtanesi seri mermi gibi fişeklemeleri tabanı vurmalarıyla ip gibi nizami tavanı baglamaları salına salına çıkmamaları, hedefine tam kapanıp yumulması benim en çok sevdigim özelliklerden. taklacı güvercin merkezinin adresi bana göre anadolunun illeri

Sevgili Bekir79 Arkadaş...
İçtenliğiniz için teşekkür eder.Yaşam boyu mutlu kalmanızı dilerim.Selam ve Saygıyla

Sevgili Ayto Arkadaş...
İçtenliğiniz için teşekkür eder.Yaşam boyu mutlu kalmanızı dilerim.Selam ve Saygıyla

Sevgili Agokmen arkadaş...

"İnsanlar hata yapmadan tecrube sahibi olamazlar önemli olan,her olaydan ders çıkartmak...
Ve ne kendinize ne de başkalarını yıkıcı bir şekilde eleştirmeyin.
Eger bir insanı insafsızca eleştirdiginizi fark ederseniz...
Telafi edin ondan özür dileyin..
Bir daha kimseyi ne eleştirin ne de yargılayın...
Çünkü...
Bunlar...
Negatif enerjilerdir...
Ve size pozitif olarak dönmez...
Bunu unutmayın..."
Yukarıdaki yazı ne kadar güzel ele alınmış.Ve size ne kadar uygun düşmüş değilmi?Sevgili arkadaşım.Ben taklacı mardin güvercini ile ilgili edindiğim donanım ölcüsünde, birşeyler yazmaya çalışıyorum.Çünkü taklacı güvercin konusunda, argo deyimiyle çekirdekten yetişme biriyim.Türkiye'nin somutunda taklacı güvercinin Kırıkkale'de, Çorum'da, Ankara'da ve Selcuklu sultanı Konya'da beslediğini bilirim.Ama yinede gel görki, Mardin'in taklacısının gerçekten farklı bir dunyası var.Neyse kendimi öne çıkarmayı asla sevmem.Lakin güvercinlerin tarihcesi diye bir yazı dizisini, kendi sitemde kaleme almış bulunmaktayım.O, yazımı okuduktan sonra, Mardin taklacı güvercini ile ilgili bir eleştirin varsa, sevgiyle kucaklamayı kendime görev sayacağım.Bu forum ortamında arkadaşlarla, yine bu konu üzerinde bir tartışma yaşadık.Yinede tartışma konusu yapalım, ama ölçümüzü kaçırmadan.Selam ve Saygıyla
(Not:Ben aynı zamanda Kızıltepe Güvercin Severler Derneği Başkan'ıyım.İlkbahar,Yaz ve Sonbahar aylarında, derneğimizin misafirhanesinde, her güvercin severi, burada ayırım yapmadan ağırlıyabiliriz.Bu vesile ile Mardin'imizi ve beslediğimiz taklacı güvercinleri yerinde görmüş ve tanımış olursunuz.)

refik kardeşim senin bu iyi niyetine ve sabrına hayranım helal sana

vallahi bravo REFIK BEY bende bu mardin kusu hakkinda sizin gibi arastiran,ogrenen, bilgili bir insan ilk kez taniyorum. sitenizde yazmisoldugunuz yazilardi okumuslugum vardir. kendim kanadada yasiyorum ama bazen aklima takilmiyor degil oralarda olupda iyi kuscu dostluklar kurmak isterdim. burda imkansizliklar icinde kus besliyorum, turkiyeden bu site yoluyla bir kac kisiden sadece bi kac yumurta istedim ama olumsuz cevaplar aldim yada cevapsiz kaldi. burda demek istedigim bazilari var cani gider elinde iyi birseyler olsunda kiymetini bilir, bazisida elide bol olur kiymetini bilmez.bi umutla bekliyoruz bakalim elbet bir gun bizimde elimize bi sekilde iyi damar kuslar gecer.sabirla bekliyoruz.

Allah gönlüne göre verir insallah !

Sevgili eric Arkadaş...
Bir gün yolun Türkiye'ye düşerse, Türkiye'nin neresinde olursan ol, önemli değil, bize ulaştığın takdirde, kuş olayı çok kolay, vermekte almakta.Bizim için güvercin bir gül gibidir.Herkesin koklama hakkı vardır.Lakin bizim için önemli kuşcudur.Ve her bilinçli kuşcu bizim için bir değerdir.Bu duygu ve düşüncelerle sizi selamlıyorum.
Not:bana ulaşmak için mail adresimize bir mesaj atmanız yeter.

Son zamanlarda, nedense artik, kis oldugundanmidir, yada milletin kisa kisa aralar ile biraraya geldigindenmidir, cogunun yasina basina bakip yaptigi hareket olsun, ettigi söz olsun bana tekrar ve herseferinde malesef su sözü hatirlatti:

" Iyi olan herzaman büyük olmuyor, büyük olan herzaman iyi olmuyor, ... " (malesef), ...

Refik Dayi`ya baktigimda bu sözün aslinda kendini bilmiyenler sayesinde söylendigini ve bir kus icin bir gönülün veya kalbin ne kadar cabuk kirildigini görüyorum, ... yeminleri birakin, kus iddasi icin cocugum ölsün gibi yeminler edilmekte, tabiki diyene bir bak, ... sonra lafmi diye o söze bak, ... hic denilecek lafmi, ... adam cocuguna laf geciremiyor, adam edemiyor, ama hayvani adam etme derdinde, iside bilmiyor, bildigi tek sey parayi basip o kusu almak, eee ondan sonrasida bos, at damizliga, ya tutarsa misali, ... bakti olmadi, ya pof pof liya liya ya zarar ile tekrar satmak, yada kafasini cekmek, ... aklima bir anketin resmi geldi, köpegin cocuklara saldirdigi bir anin haberinden, görünen bir el, elin icinde bir köpek bagi, malum, diger ucunda`da bir köpek herhalde, net bir sekilde görülen sadece o halat, ve altina bir soru, : " Asil Hayvan Halatin hangi ucunda, ... "

Sonucta bu Hayvanlarin sahibi var, köpek bu, egitim ister, enkaz altindan can kurtaranda köpek, yeri geldimi insanoglundan fazla sahip cikiyor, öyle görmüs, ... hersey azda olsa egitim, ve birkerede degil, hergün, ...

Uzun lafin kisasi, keske herkes Refik Dayi gibi olsa, ... ici disi bir bana göre, helal olsun, ... Siteye gercekten arti deger katiyorsun yazilarin ile, Allah kolaylik versin insallah, ... varligin ilede kesinlikle, bir cayini icmek nasip olur insallah banada, Allah böyle muhterem insanlar ile karsi karsiya getirir insallah herkesi, gerisini kim ne etsin, bas agrisindan baska birsey degil, ...

Ortaya bir tas attim, umarim kimsenin kafasina degmedi, ... deydiysede artik insallah biraz düsündürür, ... sözüm ortaya, kimse gücenmesin, ...

Allah seninde gönlüne göre verir herseyi insallah Refik Dayi !

Saygilar

Sevgili Murat Kardeşim...Her zaman söylediğim gibi her bilinçli kuşçu, bizim bir değerimizdir.Bu duygu ve düşünceyle, mutlaka bir gün bir birimizin çayını içmek üzere,zira bir bakmışsın sanada uğramışım.Çünkü 2009'da İsveç,Norveç ve finlandiye turu yapmıştım.Selam ve Saygıyla

Basimin üstünde yerin var !

Eksik olma sevgili murat kardeşim.Selam ve Saygıyla